Cuma, Ağustos 25, 2006

Fesüphanallah serisi

Radikal Gazetesinden bir haber: "...Kaş ilçesine 25 kilometre mesafede bulunan ve cuma gününden bu yana alev alev yanan Kıbrısçayı Kanyonu kaderine terk edilirken Orman Bakanı Osman Pepe, yangınlara müdahalede 'öncelikle insan'ı gözettiklerini söyledi. Ormana müdahale eden uçakların yetersizliğiyle ilgili eleştirileriyse "Avrupa'nın uçakları var ama vatan savunması yapar gibi çalışan ormancıları yok" diye yanıtladı. ..."

Heyt be, biz ki, bu toprakları orakla, tırpanla, imanla kazandık, biz ki, gürleyen toplara göğsümüzü siper ettik, biz ki, biz ki, Vatan, Millet, Sakarya! İşte biz böyle bir ecdadın böyle namlı çocuklarıyız...

Hangi ecnebi bizim kadar imanlı, bizim kadar fedakar, bizim kadar vatanperver, bizim kadar haysiyetli, sorarım size.

İşte, alın size bir örnek daha: Gavur Avrupalıların uçakları var ama, vatan savunması gibi çalışan ormancıları bile yok. Onların parayla, pulla yaptıklarını, biz imanla, inançla yapıyoruz. (Ah keşke teçhizatımız da olsa, hem insanı, hem değerlerimizi gözetsek ama, olsun; teçhizatımız olmazsa Vatan Millet Sakarya edebiyatımız var)

Kaş'a giderkenki rotamdır orası benim. Elmalı'dan çıkınca klimayı ve radyoyu kapatır, camları açar, cırcır böcekleriyle çam ve ardıç ağaçlarının kokusuyla inerdim Kaş'a. Kimsenin kullanabileceği bir yer deği orası. O kadar sarp ve derin bir vadi ki, ne yazlık olur, ne tarla. Bu nedenle, yangının söndürülememesini anlıyorum, hak da veriyorum. Düzlüğe yetişmesini önlemekten başka yapacak bir şey yok bence, onu da biliyorum. Bırak insanı, arazörü, uçak, helikopter bile giremez gerçekten. Ama bunu böyle, yok "insana değer veriyoruz", yok "elin Avrupalısında imkan var ama bizdeki bu yürek yok" söylemleriyle, bu ucuz palavralarla süslemeye ne gerek var? Çık adam gibi de ki, olmaz kardeşim, söndüremeyiz, anca çeviririz etrafını, yayılmadan sönmesini bekleriz.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home